FlashScore Canli Skor: İddaa Sonuçlari, Spor Toto Süper

iddaa istanbul

iddaa istanbul - win

7/24 PAYKWİK VE PAYKASA ALIMM VEYA BOZUM İÇİN WHATSAPP: 05366453647

Paykasa veya Paykwik İle Dolandırılmadan Alışveriş Yapın

paykasa veya paykiwik ,14 haneli kod ile internet üzerinden alışverişler yapmanızı sağlayan paykasa veya paykwik kart, son yıllarda Milyonlarca kişi tarafından kullanılmaya başlandı. Günümüzde internet alışverişlerinde kredi kartı bilgileri paylaşmak oldukça sakıncalı olmasından dolayı ödemeli sana kartları olan ilgi giderek artmaya başlamış durumda.



7/24 PAYKWİK VE PAYKASA ALIMM VEYA BOZUM İÇİN WHATSAPP: 05366453647

http://www.softbilisim.org

http://www.softpaykwik.com

http://www.softpaykasa.com

www.paykwikcartal.com

#paykwik #paykasa #sanalkart #sanalpaykwik #paykwikbozum #iddaa #İstanbul #bahis #iddaatahmin #bahistahminleri #tempobet #bets10 #1xbetTranslate #hızlıpaykasa #ucuzpaykasa #güvenilirpaykasa #güvenilirpaykwik #güvenlipaykasa #guvenlipaykwik #hizlipaykasa #hizlipaykwik #paykasal #paykwikal #paykasabozum #paykwikbozum #paykasakart #paykasasatıs #paykwiksatıs #paykwikkart #paykasabozdur #paykasa #paykwik #tempobet #bahis #iddaa #kacakbahis #lig #1xbet #onebahis #bets10
submitted by softbilisim to u/softbilisim [link] [comments]

Fall Of Constantinople 1453 - Ottoman Wars DOCUMENTARY

Fall Of Constantinople 1453 - Ottoman Wars DOCUMENTARY submitted by Alpha023 to Turkey [link] [comments]

Bir ihmaller silsilesi sonucu can veren stajyer

Bir ihmaller silsilesi sonucu can veren stajyer
Merhabalar, Sayın /Turkey vatandaşları,
Bu posttaki bahsedilen çocuk, 19 yaşında ve kendi hayallerini kovalamak için stajyer olduğu gemideki ihmal silsilesinin sonucunda hayatını kaybetti. Benim bu durumla olan ilgim, bir arkadaşımın arkadaşı olması ve /Turkey'in bir nebze de olsa bu tür durumlarda kullanılabilecek bir alan olarak görüyor olmamız. Buradaki amacımız ise, bunu birçok farklı platformda paylaşarak sadece bu çocuğun çalışmak istediği gemicilik sektöründe değil de diğer sektörlerdeki stajyerlerin yaşadıkları, çoğunlukla görmezlikten gelinen zorlukların ve haksızlıkların üzerine dikkat çekmek.
Aşağıda hayatını kaybetmiş olan gencecik kardeşimizin abisinin twitterdaki postun linkini de koydum. Bununla beraber, linke tıklamaya üşenecek insanlar da olacağından, metnin bir kopyasını da buraya koyuyorum.
"Mustafa koç , 19 yaşında Piri Reis Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği 1. sınıf öğrencisiydi. CHEMFLEET ve ARMADOR TANKERS firmaları aracılığıyla 3 aylık gemi stajı için istanbul'dan hindistan'a hareket etti. fırtınadan dolayı stajyer olduğu gemi GANNET S , limana yanaşamadı ve 11 gün boyunca Hindistan'da, firmanın aracı olduğu hijyenik olmayan bir otelde konaklamak zorunda kaldı.11 günün sonunda staj yapacağı gannet s gemisine katıldı ve 18 gün boyunca günde ortalama 20 saat çalıştırıldı. ayrıca yatması gereken kamarada guardlar kaldığı için kendisine revirde kalması söylendi. geminin a/c(havalandırma) sistemi bozuk ve sebebi belirsiz olmakla birlikte kaldığı revirdeki vantilatör alınmış olduğundan dolayı, ortalama 45 derece olan bir revirde uyumak zorunda kaldı. gemide stajyerlerin temizlemesi yasak olan bir tankı(20 metre derinliğinde, 1 metre açıklığı olan ve ortalama sıcaklığı 50 derece olan kapalı alan) birinci zabitin seçenek bırakmaması sebebiyle temizledi. normal şartlarda bile tank temizlemek tank içerisindeki kalıntılardan dolayı oldukça riskli. Mustafa koç bunun gibi koşullar altında 18 gün çalıştırıldı ve ailesine de bu koşulların uygun olmadığını belirtti. 11 temmuz sabaha karşı 4 civarında vardiyası olmasına rağmen yorgunluğundan dolayı uyandırılmadığı iddaa edildi. sonrasında sabah 8 civarında uyandırılmak için odasına girildiğinde cansız bedeni bulundu.
Mustafa koç, staj öncesi gemi adamı olmak için detaylı sağlık kontrollerinden geçmiş ve gerekli olan aşıların tamamını yaptırmıştır. kendisinin daha öncesinde herhangi bir sağlık problemi bulunmamaktadır. MLC standartlarına göre bu çalışma koşulları uygun olmamakla birlikte bu ilk defa karşılaşılan çalışma şartları değildir. Türk denizcilik firmaları, gemide bulunan stajyerleri kurallara uygunsuz ve ağır şartlarda çalıştırmaktadır ve bunun gibi yüzlerce olay vardır. Bu ve bunun gibi olayların son bulması için ailesi ve arkadaşları kamuoyu oluşmasını istemektedir." Arkadaşımız, Mustafa'nın abisi İsmail Koç'un tweeti: https://twitter.com/_ismailkoc/status/1150796406598328321
https://preview.redd.it/2wn7x96m3ja31.jpg?width=960&format=pjpg&auto=webp&s=3bc36413567c52de2965f0ead30f506b392deac3
submitted by Emperasque to Turkey [link] [comments]

Bohem Bir İlişkinin Yıkıcı Ayrılık Parodisi - 2. Perde (TRAGEDYA)

OLAY BİR EVDE GEÇMEKTEDİR. K KADIN, B ERKEKTİR.
K - Burçlar kaymış amk, yengeç ne ya? Allahın histerik burcu. Bugün hiçbir iş doğru gitmez mi? Hay böyle işin ta içine..
B - Benim E'nin burcu da yengeçti. Belli oldu şu aralar senin de neden böyle göt olduğun. O da az göt değildi. Benzediniz birbirinize.
K - Oğlum esas sen götsün ki göt gibi ortada kalıyorsun her seferinde. Kaşınma, insanın damarına basıyorsun. Ben de acımasız olacam, salağa bak E ile kıyaslıyor beni.
B - Ne yaptığının farkında olmak da güzel bir şey tabi.
K - Ben bir şey yapmadım valla, yara kaşıyan sensin. Bırakmıyorsun kabuk bağlasın. O kadar kaşırsan, sonunda kanar böyle. Bence sen yaptığının farkına var biraz. Hala kendin yapıyorsun, sonra karşı tarafa adilik yapıyor gibi hissettirmeye çalışıyorsun. Hasta mısın lan sen, doğru söyle?
B - Yaptınız yaptınız, hepiniz yaptınız. Önce kolay olan benim yanımdı, kaldınız. Zor olsaydı başta giderdiniz. Sonra benden daha kolay olan bir yer buldunuz, oraya gittiniz. Ne de olsa artık B'ye ihtiyacınız yoktu. Yeni destekçileriniz, yeni sosyal çevreniz olacaktı. Hepiniz yolunu bulunca, göt gibi bıraktınız.
Kabul edin, böyle bir götsünüz siz işte ve hayatınızı da kendiniz gibi götlerle geçireceksiniz. Çünkü size değer verip musamma gösterenler, kalpleri kırılmış ve yorulmuş bir şekilde, sizi hayatlarından sonsuza dek siktir edip, atacak.
K - Sen mi bana değer verdin, yuh!! Sen değer veriyorsun da canım, hiç karşındakine bunu gösterme, gönlünü hoş tutma gereği duymuyorsun. Herkes senin isteğin zaman, sana istediğin gibi davranacak. Senin tavır bu yani, kusura bakma.
Ha kendini de kandırabilirsin tabi. Bu kadınlar sana ihtiyaç duydu, sonra başka birilerini buldu gitti diye.
Sosyal çevrenin desteklemesine gelince, artık sana diyecek lafımın kalmadığı son nokta. Kör müsün lan sen? Beni destekleyen bir sosyal çevrem var gibi mi görünüyor o taraftan.
Ayrıca yine diyorum, başkalarının mutsuzluklarını kendine mutluluk edinirsen, kendine başarı sayarsan esas sen mutsuz olursun. Bunu kendine yapma. Es kaza başarılı, mutlu falan olurum sonra kahredersin kendini.
B - Bana kimse ihtiyaç duymadı. Ben ihtiyaç duyulacak biri değilim. Ama benim yanımda kalmak senin kolayındı, sonra oraya gitmek daha kolay oldu. Yani buradayken de kendini düşünüyordun, giderken de kendini düşündün. Hatta benimle eve çıkarken bile, içten içe kendini düşündün. Onun için insana değer vermekten bahsetme.
Son olarak başkalarının mutluluğu veya mutsuzluğu üzerine kendimi bir duyguya sokacak değilim. Mutlu olmaktan bahsediyorsun, insanlarının mutluluk anlayışları görecelidir. Ama benim mutluluk anlayışımla zaten mutlu olsaydın bu durumda olmazdın ki senin mutluluk anlayışın beni ne kıskandırır ne de kahreder, sadece acırım.
Ben en kötü, en sefil halimde bile mutlu oldum, kimseye de ihtiyaç duymadım. Hatta en kötü, sefil ve yalnız halim mutlu olduğum yegane yerdi. ama sen her zaman mutlu olmak için bana veya bir başkasına ihtiyaç duyacaksın.
K - Ben tabiki de kendimle ilgili şeyleri her zaman düşünüyordum. Ama içimde seninle ilgili olan çelişkilerin sebebi, tamamen senin davranışlarındı.
Ben seni ailem gibi görecek bir aşkla, bir bağlılıkla sevmek istedim. Güzeli, değerlisi buydu çünkü. Ama sen buna karşılık vermedin. Üstüne basa basa söyledim, düzeltilmesi gereken şeylerin ne olduğunu biliyorsun.
Bana sevmeyi bilmeyen kadınlar tarafından terkedilmiş ıssız adam tribi yapma. Ben nasıl sevdiğimi ve nasıl sevilmek istediğimi çok net ortaya koydum ve senle ilk eve çıktığım gün de adım gibi emindim ne gibi sorunlarımız olacağından.
Yanlış anlama asla sen suçlusun demiyorum. Benim de hatalarım vardı, kimin olmaz ki. Ama bazı konular vardı ki senin içine işlemiş, ne yaparsam yapayım o konularda değişme ihtiyacı hiç hissetmedin. İçten içe sen de biliyorsun ne gibi konular olduğunu. Çok konuştuk çünkü, çok da kabul ettin bazı şeyleri, kabul etmesen de anladın, hak verdin.
Beni içten pazarlıklı olmakla suçlayamazsın. İlişkinin her köşesinde sana duygularımı, düşüncelerimi açtım. Açamadığım zamanlarda da sen aylarca sustuğun ve beni ittiğin içindi. Kendimce bi yola girmek zorunda kaldım. Kısacası senin gibi yalnız hareket ettim hayatta. Yani ben fiziken evden çıktım diye terketmiş falan değilim. Daha önce de söyledim. Sen beni baştan terkettin zaten.
"Aldattın beni kendi kendinle, mecburi hizmetteyken ben yaşam bölüğünde" ve ben hala seninleyken, bazı güzel günlerimiz hariç, sıklıkla olduğu gibi tek kişiyim.
B - Bunu söyleyin sen olması çok komik. O zaman ben de sana şöyle diyim ''zaman aralığını süpürmeyi unutma ben yokken"
K - Birbirimizin ihtiyaçları var. Sevme ve sevilme ihtiyaçlarımız, iletişim kurma ihtiyaçlarımız, kendimizle iletişim kurulması ihtiyaçlarımız ve tarzlarımız gibi. Soru şu; iki taraf da bu ihtiyaçlara ve tarzlara özverili bir şekilde karşılık vermeye razı mı? Yoksa herkes oturduğu yerden, benim istediğim olsun mu diyecek, sıkışınca da laf dalaşına mı girilecek?
Sen çocuğu bile reddediyosun. Ben bu konuda bile o kadar açıktım ki. Çok zor iş evet, hiç yapasım da yok ama yaşlanınca bir ailem olsun istiyorum kocaman ve sıcacık. Tek başıma ölmek istemiyorum. Sırf bunun için de sağlıklı büyüyebilecekleri bir ortamda, iyi niyetli, sevgi dolu bir babayla birlikte çocuklarım olsun isterim. Sen ona da "ne çocuğu" deyip, kestirip attın. Daha ne diyeyim sana. Ben keyfimden bir şey yapmıyorum.
Bir ilişkide iki tarafın da sorumlulukları, hataları vs'si vardır. Sen suçu seni terkettiğini düşündüğün kadınlara atıyorsun ve kendinde hiçbir sorumluluk hissetmiyorsun.
Herkesin iyi ve kötü olduğu alanlar vardır. İyi niyet bunları ortaklaştırıp, ortak bir hayat kurabilmekte gizlidir. Sen beni beğenirken bile kötü niyetlisin, dönüp de beni içten pazarlıklı, bencil, kendini düşünüyor diye suçlama hiç. Burada illaki kendini en çok düşünen biri arıyorsak, bir dürüst ol kendine lütfen, bir objektif bak.
B - Tamam, peki. Bitti, geçti sorun yok artık. Uzatmaya gerek yok ama madem ben böyle biriydim keşke 2 yıl kalmasaydın benle. Terkettikten sonra da hala hayatımdaki en yakın insan sensin demeseydin.
K - Hadi ya. Senin laf sokacağın kısım geçince "iyi, peki, artık geçti" Bu yüzden göt gibi ortada kalıyorsun. Çünkü götlük yapıyorsun.
B - Her ne boksa işte. Cevap versem veririm de gerek yok, boş bi tartışma. Güzel bir aile kurarsın umarım ileride, bir düzine çocuğun olur, emzirirsin onları.
K - Bir düzine olmaz, o kadar da değil. Ben seni hala öyle görmek istiyorum ama sen istemiyorsun, elinden geleni yapıyorsun yani. Arkadaşım bile olmak istemiyosun. Bir normalleştiremiyoruz ilişkimizi.
B - Evet istemiyorum. Çünkü sen benim arkadaşım değilsin.
K - İyi ama sevgilin de olmadım hiç.
B - Olmadıysan geçmiş olsun o zaman.
K - Madem öyle, hiç teklif etmeseydin. Sevgili gibi davranmıyacaksan niye teklif ettin?
B - Kusura bakma yaptım bi eşeklik, affet.
K - Madem ben 2 yıl kalmışım laf ediyorsun. Hala tek taraflı bir ağızla konuşuyorsun. Ben sana 1. yılın sonunda dedim evleri ayıralım, öyle devam edelim, böyle yıpratıyoruz. Hem biraz nefes alırız, hem ilişkiyi gözden geçiririz. Demedim mi söylesene. Boş boş, yalan yanlış konuşuyorsun. Beni sen zorladın, resmen terketmekle tehdit ettin beni. Şimdi ne oldu, ayrılmadık mı?
B - O gün yapsaydın keşke, bugünki gibi gitseydin, ne diye durdun?
K - Ben senin gibi tek başıma karalar almıyorum, seni de dinliyorum.
B - Beni dinledin de sonuç ne oldu?
K - Senin gönlün yoktu.
B - Bu gidişinde çok gönüllüydüm, değil mi? Boşversene.
K - Hayır ayrılmak zorunda değildik. Sen benimle ilişki kurmamakta ısrarcısın. Bazı isteklerimi görmezden geliyorsun, anlamak istemiyosun.
B - Neymiş isteklerin, çocuk mu?
K - He, evet. Hadi gel yapah bi tane.
B - Gel yapak tabi, baban bakar. Yapıp yapıp anana veririz.
K - İşte abi, isteklerin çok mu diyorsun. Şu tavır zaten problem olan, senin şu tavrın. Bir de neyi, ne zaman şakaya vurup, neyi ciddiye alacağını bilmiyorsun. Çığlık atsam ölüyorum diye, senin aklına yatmazsa kıçını kaldırıp gelmezsin.
Beni, ben hala yaşarken, cıvıl cıvılken sev. Ölümümün, yokluğumun üstünden siyaset yapma. Arkamdan konuşma, çünkü şu an yaptığın bu. Sanki birlikte yaşamamışız, tek ben yaşamışım gibi kendinde hiçbir açık görmeden şu anda bana saldırıyorsun. Sadece fiziki olarak yokum diye ve bunun örneklerini hayatında gördün diye karşındakini suçluyorsun. Sence de çok açık değilmi ?
Neden hep böyle oluyor. Madem hep başına geliyor, kendini sorgulaman gerekmiyor mu ? Şahsen genelde insanlar öyle yapar. Acaba aynı şeyi defalarca tekrarladığını göremiyor musun? Aptallığın açık kanıtı bu, Albert Einstein.
B - Çok klişe ve aptalca bir söz.
K - Evet çok klişe ama fazla evrensel olduğunu düşünüyorum. Sende bir götlük var. Ya seçimlerini değiştir ya da kendini. Aynı seçimlerle aynı şeyleri yaparsan sonuç farklı olmayacak gibi.
B - Evet, en iyisi köylü bir kadın bulmak.
K - Çok net yani.
B - Evet öyle. Değiştirmem lazım.
Sağol yaşam uzmanı, teşekkür ederim bu engin bilgilerin için. Ama sen de değiştir bence tercihlerini.
K - Yaşam uzmanı değilim, ben bi bok değilim. Ama sen de bi bok değilsin. Kendini gökten aşağı indirdiğinde göreceksin bir bok olmadığını. Asla anlamak istemiyeceksin değil mi?
B- İstemiyecem, anlamıyacam. Çünkü anlaşılacak bir şey yok. Gerçek çok net, ben İsa Mesihim.
K - İsa Mesih olabilirsin ama beni mutlu etmek istemedin. Hayır, sen mutsuzsun. Hepimizin mutsuzlukları var ama ben sadece en azından sevgilimle mutlulukları daha çok paylaşmak, mutsuzlukları da paylaşarak azaltmak istedim. Sen tersini yapıyorsun. Mutsuzluğu arttırıyor, mutluluğu da sömürüyorsun. Bazı şeyler o kadar somut ki şu anda söylerim.
Oğlum demokratik bir kafan olsa, her yolu, her çareyi bulursun bir sorunu çözmek için ya da hayatındaki her şey için ama sen takılıyorsun bir noktaya ve kimseyi duymak, dinlemek istemiyorsun. Dolayısıyla seninle ilerlenemiyor.
B - Ben seni mutlu etmek istemedim falan diye bir şey yok. Sen çok mutlu olmak zorundaydın, aşırı mutlu. Her zaman yetinemedin, böyle bir gerçek vardı. Kendini bu sefilliğe layık görmedin. Çünkü sen padişah kızıydın, olay bu yani.
Ben demokratik falan olduğumu da iddaa etmiyorum. Demokrasiyi sevmem. Akıllılar vardır, bir de aptallar. Ya itaat edersin, ya da itaat edilirsin. Gerçek olan budur. Demokrasi, bunun üstüne giydirilen kıyafettir.
K - Hala yaftalıyorsun. Ben padişah kızıyım ya, ne demezsin.
Sen tam bir gerzeksin biliyor musun? Bu sözlerin hiç bir gerçekçilği yok. Sen de biliyorsun, bu sözlerine kendin bile inanmıyorsun. Sırf şu anda beni yaralamak için söylediğin şeyler.
En nefret ettiğim, en çelişkiye düştüğüm, denge kurmaya çalıştığım konu üzerine gidiyorsun. İnsanı mutsuz ediyorsun ve buna dair gerçekten art niyetli bi çaban var. Çünkü hazmedemiyorsun, sen oturduğun yerden bekliyorsun. Bir şeyler ters gittiğinde hiç sorumluluk almıyorsun. Sonra da karşındakini yıkmaya, yok etmeye programlanıyorsun.
B - Yoo gerçekten böyle düşünüyorum. Gerçekten düşündüğüm şeylerdi onlar, sende gördüğüm bu benim.
K - O zaman kusura bakma ama sen bi bok anlamamışsın benle yaşadığından. Ben padişah kızıysam madem, sen de benimle beraber olduysan, o zaman sen de az paşa gönülllü biri değilmişsin, hata para yiyicimişsin. Sürekli para kavgamız olurdu zaten, demek buymuş. Bende para bok nasılsa.
B - Sende para çok değildi ama olmalıydı. Sen bence zengin bir sevgili bul, onunla çok mutlu olursun. Her gün çikolata, sinema, arabası da olsun ki gezebilin. İstanbul dışı falan yapın.
K - Yaaa yatlar, tekneler, evler isteyen sensin. İki gündür maaşım maaşım diye kendini paraladın. Kendi ihtiyaç duyduğun şeyleri bana söyleme. Benim umrumda değil. Ben kurtulmak istiyorum.
B - Param yok gerizekalı. Sanki maaş da on milyar. Evet, ben de olmasını isterdim ama yok ve gene de mutluyum. En azından olması gerektiği kadar mutluyum ama sen mutlu musun, bunu sor bir kendine.
K - Benim de yok ama bak ettiğin laflara. Paşa kızıymışım, demekki herkes göründüğü gibi değil.
B - Lan senin bi giderin mi var? Baban 100 lira verse hepsi abura, cubura, tüketime gidecek. Duyan da ev geçindiriyor sanır seni. Önce çalış da masraflarını karşıla. Sonra gel bana benim de param yok de. Ne kadınsın ya güldürdün beni gece gece. Diyo ki benim de param yok. İstanbul'da müstakil evde yaşıyor, param yok diyor.
K - Senin gelirin mi var angut? Hala kendini kandırıyor, ev geçindirdiğini falan sanıyor adama bak.
B - Maaşım var. Kendi masraflarımı kendim karşılıyorum en azından. Ben mutsuz değilim. Sen aşırı mutlu olmak istiyorsun, olay bu. Ben gayet eğlenceli biriyim aslında ama kullanmasını bilene.
K - Sen puştsun o zaman. Bu lafa bakılacak olursa puştun önce gideni gibi bir şey olman gerek.
B - Evet, bu bir gerçek ama sonuçta kadınlar da sırada beklemiyor. Zaman meselesi her şey, hayatın döngüsü, kadın erkek ilişkisinin bir sonucu, modern yaşamın evlilik biçimi, dost hayatı yani. Anlatabiliyor muyum?
K - Sonuçta geçen yıl da evleri ayırabilirdik, iyi niyetli olsaydın, daha doğrusu işine gelseydi. İlişkimize biraz emek vermek için yapsaydın, şimdi belki de aynı evde olurduk, belki bu yıl eve çıktığın kadın ben olurdum. Çok daha sağlam olurdu ama işine gelmiyor senin işte. Ben de ondan sana dedim "sen anca eğlenilecek adamsın" diye, "senden baba falan olmaz" diye. Ayrıca ben seninle eğlenmesini çok iyi bildim. Ancak istediğim sadece eğlence değildi. Sen evliliği eğlence diye algılıyorsun.
B - Ben eğlenilecek bir adamım, benden baba olmaz tamam. Baba olan birini bul o zaman. Neyi tartışıyorsun benimle anlamadım. Bence sen evlen. Baban seni eversin. Çok acil ihtiyacın var senin buna.
K - Çünkü sen hala benim en yakınımda, 2 yıl sonunda hala benim arkamdan kötü, abuk subuk konuşacak ve hala beni anlamayarak daha doğrusu öyle gibi davranarak yaralamaya çalışacak birisin.
Şunu da çok iyi biliyorsun ki ne kadar çok anlamamazlıktan gelirsen o kadar çok kendimi anlatmaya çalışacam ve ne kadar çok yaralanırsam o kadar çok uzun vadede senle konuşmayı sürdürecem. Çünkü hep kanayan bir yara olacak, çünkü hep anlaşılamamış olmanın acısını çekecem. Bunu bildiğin için de hala vurdum duymazlık yapıyorsun, kan akıtmaya çalışıyorsun.
B - Senin yeni bir sevgili bulacağın gün, benimle olan ilişkin bitecek ki bence zaten bugün her şey bitti, uzatmaları oynuyoruz. Boşuna kendini yorma. Yok anlatacam da, edecem de, senle ilişkimizi koruyacam da, arkadaş kalacaz da falan. Hikaye bunlar. Sen yoksun artık, ben de yokum, bitti gitti.
K - Hala daha yüzsüzce suçu bana atabiliyorsun. Buradaki en ala burjuva sensin ve o kadar tembelsin ki burjuvazinin rahatlığından uzak yaşıyorsun ama ilk fırsatta hemen kolaya konuyorsun.
Yok, senin öyle bir niyetin yok. Bizim ilişkimiz başladığı gün bitmişti ona bakarsan. Sen istemiyordun çünkü. Çünkü aynı öküzlüğü sürdümekte ısrarcı olacaktın.
B - Evet, ben seni hiç sevmedim, evet öküzüm ben. möööö mööö bak mööölüyorum.
K - Off ayak yapma. Sevmekle ilgisi yok. Sen insanın duygularını sömürüyorsun.
B - Sen de duygu sömürüsü yapıyorsun başka da bir bok yapmıyorsun. Senin bana karşı bir duygun yok, kandırma hem beni hem kendini.
K - Hayır, sen gayet insanın duygularını sömürüyorsun. Benim sana karşı duygudan fazlası var ama bu senin umrunda değil. Bu konuda hiç mi hatan yok ya, sen o kadar mı kusursuzsun, sürekli laf söylüyorsun, bi yerde kendini eleştir. Ben sevgililerimle arkadaş kalırım edebiyatını da gördük ki yalanmış.
B - O duygu dediğin kanayan bir yara, kendini pişman görme yarası. Yeni hayata başlarken, geride kalanları unutmadan önce, günah çıkarma psikolojisi. Sen bu evden giderken, o son konuşmalarla zaten o kanayan yarayı söküp attın, bak beni şair gibi konuşturuyorsun.
Evet yalandı. Patlak bir teori oldu o, tutmadı. Şu anda benle görüşmek isteyen bir tane eski sevgilim yok. Herkes kendi hayatında, sende öyle olacaksın.
K - O zaman sen, zaten ilişkimiz daha başlamadan yalan söylüyormuşsun. Çünkü E'yi falan arkadaşım diye yutturdun bana. Benle bir ilişkiye başlayınca kızı siktir ettin. O yüzden benim de aynı şeyi yapcağımı, aynı kafada olduğumu düşünüyorsun . Herkes senin bildiğin gibi değil, herkes sen gibi de değil. Biraz farklılıkları anlamaya, insanları anlamaya, dinlemeye, güvenmeye çalış. Nasıl korkunç yaralayıcı, bencil konuştuğunu asla bilemezsin. Bir de utanmadan karşı tarafı suçluyorsun.
B - Ben seni ne zaman siktir edecem biliyor musun, yeni sevgilin olduğu zaman, biriyle öpüştüğünü öğrendiğim zaman, biriyle el ele tutuştuğunu düşündüğüm zaman, o zaman işte seni siktir edecem, aramıcam, sormıcam. Bilgin olsun, açık net söylüyorum. Yani senin öyle yapacağını düşünmüyorum, zaten ben yapacam onu. Ayrıca ben ne dersem diyeyim, her şey olacağına varır. Ama ben kendimi biliyorum, benim dediklerim olacak neticede, çok net yani.
K - Tamam canım o zaman, kasma fazla sen. Sen çünkü her şeyi sana bağlı sanıyorsun. Her şeyi zaten kendine göre yapıyorsun, başka bi şey için izin vermiyorsun. Bu durumda zaten her şey senin dediğin gibi oluyor. Dediğim dedik diyorsun, diktatörlük yapıyorsun ve insanların hislerini, duygularını hiçe sayıyorsun.
Hala sadece sen varsın! Bu kadar yalancılıkla yaşamak istemiyorum. Sevdiğim gibi kalmanı istiyorum, en azından güzel anlarımızdaki gibi. Bazı şeyleri aynı anda yakalamayı başardığımız uyumlu, az da olsa birbirimizi mutlu ettiğimiz günlerimizdeki gibi, sana inandığım, hayalini kurduğum, yanındayken kendimi güvende hissetiğim gibi kalmasını istiyorum. Sen zaten hiç bir şeyin hayalini kurmuyosun, hala abuk subuk amaçsızca, can sıkmak için çabalıyorsun. Anlamıyorum da ne yapmaya çalıştığını.
Hatta dışarıda, ülkede, sokakta ne kadar kötü bir gün olmuşsa olsun, yanına geldiğimde her şeyin düzelmese de daha katlanılır bir hal alacağına inanmak istediğim, hakkını yemiyim, zaman zaman da her şeyi düzelttiğin sihirli anlardaki gibi kalsın.
Ben öpüştüm birileriyle, yatacak gibi oldum hatta. Artık ister görüş benimle, ister görüşme, ne yaparsan yap.
B - Teşekkür ederim, beni öldürdün, beni aldattın. Senden nefret ediyorum, sen çok pislik bir insansın.
Beni hiçbir şey kırmazdı ama bu kırdı hem de bu zamanda. Gerçekten çok teşekkür ederim, iyi olan her şeyin içine sıçtığın için.
Tam da düşündüğüm gibiymiş her şey. Sen tam bir pislikmişsin, orospuymuşsun. Artık siktir olup gidebilirsin hayatımdan, yaşattığın her şey için teşekkürler ve tebrikler.
PERDE KAPANIR.
submitted by bariscsknr to u/bariscsknr [link] [comments]

Fetö Zanlısı Mustafa Erkin Karaman’a İstanbul’un Göbeğinde Kurşun Yağmuru!!!

Fetö Zanlısı Mustafa Erkin Karaman’a İstanbul’un Göbeğinde Kurşun Yağmuru!!!
Fetö zanlısı olan M. Erkin Karaman’a dün akşam saatlerinde Beykoz ilçesi Soğuksu mevkiinde ateş açıldı. EDO Music ve HTC Madencilik isimli şirketlerin sahibi olan Karaman’a ateş açan zanlı “Hain” diye bağırarak tetiğe bastı.

https://reddit.com/link/cym2kf/video/ze0v0deqy4k31/player
,Dün akşam saatlerinde Beykoz ilçesinde silah sesleri duyuldu. Ateş açılan zanlının daha önceden FETÖ zanlısı olan Mustafa Erkin Karaman olduğu öğrenildi. Beykoz’da yasak aşk yaşadığı Y. Önal isimli bayanın evinden çıkarak aracını yönelen ve sürücü koltuğuna oturan karaman'a aracının arka tarafından kafasında kask ve elinde silah olan bir kişi aracın sürücü koltuğuna doğru yöneldiği sonrasında kapı kolunu tutarak kapıyı açmaya çalıştığı ve ardından da kapıyı açamamasasının üzerine Hayati önem taşıyan bölgelerine tam 6 el ateş ettiği izlenen kamera kayıtları sonucunda öğrenildi. etraftaki görgü tanıklarının alınan ifadesinde zanlının önce kapıyı açmaya çalıştığı ve aç ama masa üzerine "hain" diyerek tetiğe bastığı söylendi. Olay yaşandıktan sonra kimliği belirsiz zanlı bir araca binerek olay yerinden uzaklaştı. Ağır yaralanan M.E. Karaman ise ilk önce Beykoz eğitim ve araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.olaya ilişkin araştırma yapılabilmesi için olay yerine çok sayıda emniyet gücü sevk edildi.

https://preview.redd.it/zrbvbt5tz4k31.jpg?width=650&format=pjpg&auto=webp&s=d734016681e362bc20dd801fbfee407e4e94335e
Eski feto zanlısını kim neden öldürmek istedi?
Mustafa Erkin Karaman'ı öldürmek isteyen zanlılar hakkında detaylı araştırma yapan organize suçlarla mücadele ekipleri zanlının "Ahmet Çimen" isimli şahıs olduğunu anladı. Ahmet çimen ve diğer şahısların bulunabileceği adresler büyük bir titizlikle araştırıldı ve eşzamanlı operasyon için düğmeye basıldı. İstanbul'un çeşitli ilçelerinde yapılan baskınlar sonucu eylemi gerçekleştiren ve ona yardım eden şahıslar yakalandı.operasyon yapılan adreslerde ise çok sayıda silah ve bu silahlara ait mühimmat ele geçirildi. Yakalanan zanlıların sicil sorgusunda ise daha önceden birçok suçtan kaydı olduğu belirlendi. Henüz neden eski feto zanlısı M. Erkin Karaman'ı öldürmek istedikleri öğrenilmedi. Karaman'ın olaydan 2 gün sonra alınan ifadesinde "beni eski ortağım olan Musab Yasir Özen" vurdurmuş Durmuş olabilir dediği öğrenildi. Bu İddaa hakkında da araştırma yapan emniyet güçleri daha önceden zanlıların Özen ile görüştüğünü tespit etti. Hakkında net bir bilgi veya delil olmayan iş adamının nerede olduğu bilinmiyor.

https://preview.redd.it/i48kibfuz4k31.jpg?width=810&format=pjpg&auto=webp&s=4e0e37cec03985f7774c4f31999b710cf6e2cd2a
Musab Yasir Özen kimdir? Ve olay ile alakası nedir?
Musab Yasir Özen herkesin yakından tanıdığı sevilen bir iş adamıdır. Eski ortağı karaman'la yollarını feto zanlısı olduğu için ayıran M.Y. Özen Türkiye'deki savunma sanayi ve aviyonik yazılım alanlarında yaptığı ar-ge çalışmaları ile ön plana çıkmaktadır. Sevilen işadamının olay ile alakası araştırılıyor.
submitted by haberpostacini to u/haberpostacini [link] [comments]

iddaa istanbul video

Yardım: FlashScore tarafından sunulan canlı futbol skorları hizmeti 1000'den fazla futbol ligi, kupa ve turnuvasından futbol canlı maç sonuçları ve canlı skor bilgisiyle birlikte, puan durumu, gol atan oyuncular, futbol ilk yarı sonuçları, kırmızı kartlar, sarı kartlar, gol bildirimleri ve diğer iddaa canlı skor bilgilerini sunar. Fenerbahçe - İstanbul Başakşehir iddaa yorum, analiz ve maç tahmini. Fenerbahçe - İstanbul Başakşehir arasında oynanacak maç kaç kaç olur? kaç kaç biter? Tüm bu sorularla ilgili İstanbul Aradığınız fiyat ve özelliklerde sahibinden Devren Kiralık & Satılık Şans Oyunları Bayisi ilanları için Türkiye'nin en büyük ilan sitesi Sahibinden.com'a gelin! Bahis tahminleri yeni adres, iddaa tahminleri, hazır kuponlar, günün banko maçları, iddaa yorumları, banko maçlar ve banko kuponlar sitesi İstanbul At Yarışları günümüzde olduğu kadar tarihte de önemli bir yere sahiptir. Çünkü uzun yıllar Roma Medeniyetine başkentlik yapan İstanbul’da at yarışı sporlarının yapıldığı kayıt altına alınmış ve sporların başlangıç tarihi itibari ile İstanbul’da da yapıldığı bilinmektedir. Güncel iddaa tahminleri, günün bahis tüyoları, iddaa analiz, sürpriz ve banko maçlar İddaa bülteninde yer alan tüm spor türleri ve karşılaşmaları için ajanslardan gelen son dakika spor haberleri ve size özel olarak hazırlanan iddaa haberleri ile daha iyi analizler yaparak doğru kupon tercihleri sayesinde kazanma şansınızı arttırabilir, sektördeki tüm gelişmeleri takip edebilirsiniz. Tuzlaspor - İstanbul Başakşehir iddaa yorum, analiz ve maç tahmini. Tuzlaspor - İstanbul Başakşehir arasında oynanacak maç kaç kaç olur? kaç kaç biter? Tüm bu sorularla ilgili İstanbul Vakıfbank Spor Sarayı Her iddaa müşterisinin sitedeki verilere aynı anda erişim sağlayamayabileceğini ve bu nedenle birbirlerine karşı erken ya da geç veri gözlemlemesi yapabileceklerini hatırlatmak isteriz. Bu sitede yayınlanan anlık verilere dayalı olarak bahis yapıyor olmanızın tüm riski tamamen size aittir iddaa.com üzerinden canlı ve yasal olarak iddaa oynayabilir, sürekli güncellenen iddaa programını görüntüleyebilir ve biten maçların sonuçlarını takip edebilirsiniz.

iddaa istanbul top

[index] [6531] [3250] [9478] [8853] [1687] [1312] [7657] [8336] [9785] [6647]

iddaa istanbul

Copyright © 2024 m.playrealmoneygames.xyz